
İnsanın işitmekte olduğu sesler vardır. İnsana işittirilmekte olan sesler vardır. Dünya bir sesler hengamesidir. Ahir zaman zordur. Fakat evvel zamanda da olan olmuştur. İnsanlar firavunlara, tağutlara, putlara tapınmıştır. İlahi kelamın sesi onlara nefes olmuş, batmakta oldukları çukurdan çekip almıştır onları zaman zaman. Putlar kırılmış, firavunlar denizlerin diplerini boylamıştır. Ama kader tekerrür eder. Tarihin sahnesinden ne İbrahimler (put kırıcılar, hakikat neferleri) çekilir ne de putlar. İkisinin de sadası yankılanmaktadır gök kubbede. Kimlerin hangi sadaya kulak verdiğini bize yaşadığımız an, yaşadığımız tarih gösterir.
24/07/2024 tarihi bu açıdan önemli bir tarih artık. Elbette değineceğimiz konu sıcak, taze bir mesele değildir lakin dünya ikiyüzlülüğünü belki de en belirgin bir şekilde bu tarihte ortaya koymuştur. 07/10/2023 tarihinden beri insanlık, tarihinin en kanlı, en vahşi ve daha nice ‘’en’’ ile zikredilse de durumun vahametinin yeterince izah edilemeyeceği bir katliama şahit olmaktadır. Katliam kelimesi zaten yeterli değil midir? O yeterince ‘’en’’ değil midir?
Bahsettiğimiz tarihte yani 24/07/2024’te bu olayın müsebbipleri ‘’bebek katili’’ diye anılacak kadar alçalmaya müstehak olmuş Netanyahu denilen eli kanlı soysuz bir siyonisti, kongrelerine bir kahraman inmişçesine alkışlarla karşıladılar. Nihayetinde hepsi iş ortağıydı. Küfür tek milletti! Çocukların, kadınların, yaşlıların, erkeklerin hatta ayırt etmeksizin hayvanların dahi keyiflerince öldürüldüğü, birçok kimseler tarafından görmezden gelindi. Ama nihayetinde dünyaya demokrasi, adalet, hukuk ve daha içi boşaltılmış nice meselede kendilerince ders verdiklerini zanneden bu kurtarıcıların(!) maskeleri düşmeye yüz tuttu. Dünya çapında büyük yürüyüşler, eylemler, boykot hareketleri ve daha nice tepkiler daha önce görülmemiş bir büyüklük ve istikrarla ortaya kondu.
PEKİ BU TARİHTE TÜRKİYE’DE NE OLDU?
Tüm dünyanın gözü önünde Gazze’de insanlık katledilirken, Türkiye’de azımsanmayacak bir azınlığın huzurunu kaçıran husus ‘’sokak köpekleri’’ oldu. Birilerinin, menfaatlerine ön ayak ettiği başıboş köpeklerin varlığının sokaklarda dehşet saçıyor olmalarına, onlarca çocuğun ölmesine, yaralanmasına sebep olmalarına rağmen savunulmasının ‘’merhamet’’ ile zikredilecek hiçbir tarafı yoktur. Bu azınlık mensup olduğu kavimden dolayı Gazze’deki çocuğa ölümü layık gören, kalbi kararmış bir azınlıktır. Filistin’de zulüm hüküm sürerken, birilerinin ödül töreninde sözde sanatçı kisvesiyle sahneye çıkıp köpeğine selam göndermesi başka nasıl açıklanabilir? (bu, bahsettiğimiz tarihten evvel gerçekleşmiş bir olaydır, şimdi asıl olaya değineceğiz.)
24/07/2024 tarihinde başıboş sokak köpeklerinin toplatılması ile ilgili yasa kabul edilince bahsettiğimiz sözde sanatçı, aydın takımı ortalığı ayağa kaldırdı. Aylardır süren katliama sesini çıkarmayan merhamet timsali (!) bu kimseler hep bir ağızdan seslerini yükseltmeye başladı. İşin en kahredici, trajikomik tarafı ise şuydu: bazı kimseler ‘’globall call’’ çağrısında bulundu. Kime çağrı? Kimden medet? Dünyanın sırtına dert olmuş sözde kurtarıcılardan mı medet umacağız?
Seslere değinmiştik. ABD kongresinde yeryüzünün en azılı katillerinden birine tutulan alkışların, hakikatin sesini işitemeyen, ona kulağını tıkamış bu kimselerce nasıl işitileceğini yahut nasıl işitildiğini hayretle izlemekteyiz. Celladına aşık olmuş, onu kurtarıcı bellemiş bu kimseler yeryüzü için, Türkiye için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Allah’ın insana koyduğu sınırlar bellidir, bu sınırların aşılması insanı helak olmaya sürükler. Allah’ın nizamının aleyhinde duran, insanlığa kan kusturmak emelinde olan kafir kavimlerden medet ummak yalnızca akıl tutulması ile izah edilebilir. Batılın sesi bizce boğuk, onlarca gürdür. Filmlerde de sıkça karşılaştığımız gibi: Kurtarıcı daima Amerika’dır(!). Zahirde gök kubbede yankılanan bu boğuk sestir. Lakin hakikatin sesi er ya da geç onu bastıracaktır. Daha ezelden bastırmıştır. Hakkın sesini işitenler bir olup en gür olan bu sesi dünya sahnesinde de gürleştirecek, bir balta misali savrulan bu ses batılın putlarını yerle yeksan edecektir. En sonunda balta Amerika putunun boynuna asılacak, ağırlığına dayanamayan boynunu ayaklarının ucunda görüverecektir. Baltayı bileyen de yine kendisidir, kendi sonunu getirecektir.
“Zalimin sonu yaklaşınca, zulmü artar ve daha da azgınlaşır.” (Hz. Ali R.A)
1 Yorum